İyi bir fırçayı hak ediyoruz !

Geçtiğimiz hafta Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası’ydı ve pazar günü de 22 Kasım Diş Hekimleri Günü’ydü. Her sene olduğu gibi bu sene de pek gündeme gelmeden tebrik edilip geçildi. Ancak toplumsal olarak o kadar çok bilinçlendirilmeye ihtiyacımız var ki , bireysel bakımın olmazsa olmazı olan ağız bakımında istatistiklerimiz yerlerde.

Koltuğumuza oturan danışanların en azından yüzde yetmiş beşi muayene olmak için geldiğinde şu cümleyi kullanır. ” Hocam, ben dişlerimi fırçalıyorum ama benim dişlerimin sıkıntısı genetik. Annemde de böyle ama babamın dişleri çok iyi hiç sıkıntısı yok.” , “Hocam, benim anne tarafımın dişleri çok güzel hatta dayılarımın hepsi çok yaşlılar ama hiç eksikleri yok baba tarafından benim şanssızlığım.” gibi. Esasında bu cümlelerin geçerliliği çok ama çok düşük. Niye mi? İşin sırrı kişisel bakımda gizli.

MAALESEF DİŞİMİZE BAKMIYORUZ

Yani koltuğumuza gelenlerin büyük çoğunluğu belki hayatında ilk kez diş hekimine kontrole gelmiş oluyor ya da hiç diş taşı temizliği yaptırmamış oluyor. İsterseniz biraz istatistik verip sizleri sıkmadan konuyu bağlayayım. Son araştırma verilerine göre Türkiye İstatistik Kurumu’nun 1 Ekim 2015 tarihinde açıkladığı rakam şöyle: “Çocuklarda 7-14 yaş grubunda, en fazla ağız ve diş sağlığı sorunları görüldü. Son 6 ay içinde, 7-14 yaş grubundaki çocuklarda en çok görülen hastalık türleri incelendiğinde; yüzde 24,6 ile ağız ve diş sağlığı sorunları ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla; yüzde 13,8 ile göz ile ilgili sorunlar, yüzde 9,4 ile enfeksiyöz hastalıklar, yüzde 4,9 ile cilt hastalıkları ve yüzde 3,5 ile beslenme ile ilişkili hastalıklar izledi.”

Ağız ve diş sağlığı uzmanlarından bir meslektaşımın bugünki tabloyla ilgili değerlendirmeleri de aynen şöyle: “Türkiye’deki bir yıl önceki rakamlara ve istatistiklere bakıldığında dünya çapında çok geri sıralarda kalıyoruz. 75 milyon nüfuslu bir ülkede 70 milyon adet diş fırçası tüketiliyor. Aslında 3 ayda bir değiştirilmesi gerektiği düşünüldüğünde, olması gerekenin yüzde 25’i civarında tüketildiği görülebilir. Belirli bir kesimin de bu kurallara uyarak kullandığını düşünürsek, nüfusun bir kısmı diş macunu ve fırçasıyla hiç karşılaşmamış vaziyette ve bu da ağız ve diş sağlığını olumsuz etkiliyor.

Diş macunu istatistikleri ise, yılda 70 milyon adet 100 ml tüketildiğini gösteriyor. Bu çok düşük bir yüzde, 100 ml’lik bir diş macununu bir ailenin yaklaşık bir hafta kullandığı hesap edildiğinde ailenin yılın büyük bir kısmında dişlerini fırçalamadığı ortaya çıkar. “

KENDİNİZE ZULMETMEYİN

Evet; yazmak istediklerim aslında oldukça kısa. Bizler yaşama başladığımızda ambalajı açılmamış oldukça düzgün tertemiz dişlere sahip oluyoruz. Bunları alt üst edip kullanılamaz hale getiren bizleriz. Neden mi? İşte Kuran-ı Kerim gerçeği gözümüzün önüne getiriyor. Yunus suresi 44. ayet: “Allah insanlara hiçbir haksızlık etmez ancak insanlar kendi kendilerine haksızlık ederler. ” Yani bizler sorumluluğumuzdaki bakımı gerçekleştirmeyip bir de diyoruz ki genetik problemlerim var. Şöyle düşünün bir manav bir kasa elmanın içinde çürük bir elma varsa o elmayı mutlaka sağlamların arasından uzaklaştırır.

Diş çürüğü de böyledir aslında. Dizide bir adet çürük diş varsa bu diğer sağlam dişler için büyük bir tehdittr. Lütfen 6 ayda bir diş hekimi kontrollerini ihmal etmeyelim. Bugüne kadar önemseyip de gitmediysek bugünden sonra gitmeye azami gayret gösterelim. Bizler kontrole gelen danışandan oldukça memnun oluyoruz. Ve son olarak bir şeyi paylaşmak istiyorum. Eğer uzman tavsiyesi aldıysanız bu tavsiyelere uymaya çalışın. Şayet diş ya da diş eti ile ilgili geç kaldığınız için geri dönüşü olmayacak hasarlar olmuşsa bunları kabullenmeye bakalım. En azından geriye kalan sağlam dişlerimizin bakım ve kontrolünü devam ettirelim.

http://www.sondevir.com/yazar/mustafa-bilal-alkan/13102/iyi-bir-fircayi-hak-ediyoruz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir