Diş Çürüğünün Tek Suçlusu Şeker Mi ?

İlk insandan günümüze kadar değişen beslenme alışkanlıkları hastalıkların da çeşitliliğini ve seyrini değiştirdi. Diş çürüğü oluşumunun tek bir sebebi olmadığı gibi dış etkenlerden en baskın olanı da çok kolay tahmin edilebildiği gibi şekerdir. Peki şeker doğal yiyeceklerde yok mu onlar zararlı değil mi? Şekerin her hali dişlerimize zararlı demek haksızlık olacaktır ama şu kesin ki; rafine şeker gerçekten zararlı.

Paleolitik ve Mezolitik dönemlerde diş çürüğü çok düşük oranlarda görülürken Neolitik dönemde tarımın başlaması ile insan beslenmesinde meydana gelen değişimler sonucu diş çürüğü görülme sıklığı artmıştır. Şekerin işlenmeye başlanması ve Sanayi Devrimi gibi beslenme alışkanlıkları üzerinde önemli etkisi olan olaylardan sonra ise çürük özellikle gelişmiş toplumlarda yaygın bir hastalık haline gelmiştir. Günümüzde diş çürüğü geri kalmış ülkelerde daha sık görülmekte olup, gelişmiş toplumlardaki koruyucu dişhekimliği bilinci ve uygulamaları sonucu çürük prevalansı azaltılmaya başlanmıştır.

DİŞİN DÜŞMANI RAFİNE ŞEKER

Çürüğün Orta Paleolitik çağdan itibaren görülen oranlarına bakılacak olursa, bu dönemde yaşamış Neandertallerde çürük oranının %0 olduğu söylenmiştir (Özbek, 2007). Üst Paleolitik dönemde bu oran %1 olarak değişmiştir. Neolitik dönemde beslenmede meydana gelen büyük değişim ve toplumların bu değişimden etkilenme durumuna bağlı olarak diş çürüğü görülme sıklığı %1 ile %4 oranında değişmiştir. Tarıma daha hızlı geçen toplumlarda bu oran %4’ün de biraz üzerindedir. Neolitik çağdan sonra gelen Kalkolitik dönem ve sonraki maden devirlerinde genellikle %3-5 olarak görülen bu oran toplumlararası farklılıklar göstermiştir; o dönemde ileri tarım toplumu olmuş bölgelerde yaklaşık %10 oranında diş çürüğü görülür. Kalkolitik dönem ve Ortaçağ arasında Helenistik Roma devrini yaşayan toplumlarda çürük %8,2 oranında bulunmuştur. Bu dönemde farklı coğrafi bölgelerde yaşayan toplumlar %4 ile %15 arası değişen oranlarda çürüğe sahiptir. Ortaçağ toplumlarında %12-25 arası çürük prevalansı görülürken Sanayi Devrimi ile şekerin rafinerizasyonundan sonra bu oran %50’nin üzerine fırlamıştır. Şeker bulmanın zorlaştığı savaş zamanlarında bu oranlar düşse de 20. yüzyılda insanlarda diş çürüğü yaygın bir hastalık olarak bilinmektedir. 20. yüzyılın sonlarına doğru suların florlanması ve koruyucu diş hekimliği kavramının gündeme gelmesi ile diş çürüğü azaltılmaya başlanmıştır

PEKİ RAFİNE ŞEKER NEDİR ?

Hepimizin şeker olarak bildiği maddenin doğadaki ve kimyadaki karşılığı karbonhidrattır. Karbonhidratların yapısında temel olarak glikoz, fruktoz ve galaktoz adı verilen monosakkaritler bulunur. Monosakkaritler tek bir molekülden ibaret olan maddelerdir.  Fruktoz, doğada yalnızca meyvelerde ve kısmen birkaç sebzede bulunur. Galaktoz, doğada yalnızca sütün içerisinde bulunur. Glikoz ise doğadaki tüm karbonhidratların yapısında bulunur.

Karbonhidratlar, bitkisel kaynaklı tüm gıda maddelerinin içerisinde bulunur. Örneğin, havucun, ıspanağın, pırasanın, buğdayın, çavdarın vb tüm bitkisel kaynaklı gıdaların içinde az veya çok miktarda karbonhidrat bulunur. Gıdaların yapısında bulunan bu karbonhidratlara doğal şeker denmektedir. 

İnsanoğlunun yaşam süreci boyunca geçirdiği değişim ve alışkanlıklarında yaşanan farklılıklar zaman içerisinde şekerin tat vermek amacı ile kullanılması ihtiyacını doğurmuştur. Bu amaçla bitkisel kaynaklı gıda maddelerinin içerisinde bulunan glikoz ve fruktoz şeker içermeyen yiyecek ve içeceklere tat vermek amacıyla tek başına kullanılmaya başlanmıştır.  Peki, gıdaların içerisinde bulunan glikoz ve fruktoz şeker olarak nasıl kullanılıyor? Örneğin çayın içine, çaya tat vermek için pırasa yada patates koyamayız değil mi! Elbette bunu yapamayız. Çaya ya da kahveye tatlılık vermek için karbonhidrat daha konsantre halde ilave etmemiz gerekir.

İnsanlığın gelişimi sürecinde yüksek miktarda glikoz içeren şeker pancarı, şeker kamışı gibi ürünlerden glikoz ayrıştırılmaya ve başka yiyecek içeceklere tat vermek amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. Yüksek miktarda şeker içeren gıdaların yapısından çeşitli işlemler sonucu şekerin ayrıştırılması ve konsantre hale getirilmesi sürecine şekerin rafinasyonu denir. Gıdaların yapısında doğal olarak bulunan glikoz ve fruktoz un çeşitli işlemler sonucunda konstantre hale getirilmiş formuna rafine şeker denmektedir.

Doğal şeker ile rafine şeker arasındaki fark da aslında yaptığımız tanımlardan da anlaşılacağı üzere işlem görmüş ve görmemiş olarak net bir şekilde tanımlanabilir. Tüm bu detaylardan sonra sadece şeker suçlu demek elbette haksızlık çünkü kişisel ağız bakımı olmayan bireyler ne tüketirlerse tüketsinler dişlerini kaybetmekten kurtalamayacaklardır. 

Kaynak:

Diş Çürüğü ve Tarihteki Öyküsü – Dt. Ilgın Cansu KAMAY

https://www.yemekkulubum.com/gida-danismanim-soru-cevap/rafine-seker-nedir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir