Diş Hekimliği Eğitiminin Başladığı Konak

Suriçi Konakları – 21 İstanbul’a bundan tam 15 yıl önce üniversite hayatı için adım attığımda güzel şehrin sokaklarını öğrenmek, tarihini koklamak istediğimi biliyordum ama semtlerini, sokaklarını karış karış gezeceğim hiç aklıma gelmezdi. Üniversite sınavında bölüm tercihi yaptığım kadar şehir tercihi yaptığım da doğrudur. Ankara’ yı, İzmir’i, Bursa’yı, Kayseri’yi seçip tıp fakültesi okumak da vardı seçenekler arasında ancak İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi seçimi bana hepsinden çok sıcak gelmişti. Bu seçimimde yıllar öncesinde İstanbul’a iki günlük gezimizin çok büyük etkisi olduğunu yok sayamam.

Bu güzelim şehrin mesleki gelişimime katkı sağladığı avantajlarının yanında sosyal yaşamıma kazandırdıklarını saymakla bitiremem. Her bir sokağının isimlerinin bile ayrı bir hikayesi olan bu şehrin şimdi de konaklarına dokunabilmek ayrı bir heyecan sebebi oluyor benim için. İşte bu araştırmalar arasında nereyi bulacağımı hiç tahmin etmezken, öyle bir konak buldum ki; konağın kendisi bulunmayıp şimdi yerinde bir ilkokul binası olsa da görmek istedim. Eğitimini aldığım mesleğin kurumunun kuruluşuna vesile olanlara bir vefa borcu olarak gördüm ve kalkıp Kadırga İlkokulu’na gittim.

SONRADAN OKUL OLAN KONAK

Kadırga meydanında namazgah olarak da kullanılan alanda Sultan III. Ahmet’in kızı Esma Sultan adına 1781 yılında yapılan Sultan Çeşmesi karşısında bulunan Menemenli Mustafa Paşa konağı vardı. Bu konak; 1909 yılında Eczacı ve Dişçi, Kabile ve Hastabakıcı Mekteplerine tahsis edildi.

Mektebin ilk adı “Darülfünunu Osmani Tıp Fakültesi Eczacı ve Dişçi ve Kabile (Ebe) Mektepleri’dir. İlk Dişçi Mektebi Müdürlüğü’ne Tıp Fakültesi Meclis kararı ile Dr. Halit Şazi Bey getirilmiştir. Diş Tababeti Mektebi’ne tayin edilen ilk hocalar; Muallim Terziyen Efendi, Muallim Leon Efendi, Muallim Hüseyin Talat Bey ve Muallim Hristo Yuvenidis Efendi’dir. 28 Ekim 1909’dan Dişçi Mektebi Muallimler Meclisini toplayarak mektebin ilk ders programını yapmış ve öğrenci kaydının başlanmasına karar vermiştir.

Meraklısına; Dişçi Mekteb-i Alisi ilk muallimlerinden ve müdürlüğünü yapan Halit Şazi bey hakkında şu yazılanlar pek manidardır.

“Bu dünyada acı ve sıkıntı çeken insanlar vardır. Bunlardan birincisi fakirler,ikincisi hastalarsa, üçüncüsü yerini bulamamış insanlardır. Merhum Dişçi Halit Şazi yerini şaşırmış bir artistti. Talih onu diş doktoru yapmıştı. Oğlu Nurettin ve akrabaları anlatırlar; muayenehanesinde sinirli, evinde güler yüzlü idi. Hastasının dişini çekerken hastadan çok kendi üzülürdü. Muayenehanesinden evine gelir gelmez uğraştığı şey diş bahsi değil makinecilikti. Zaten dişçiliğin de protez kısmında en çok muvaffak oluyordu, çünkü dişçiliğin bu kısmı en artistik kısmı idi. Halit Şazi büyük bir sanatkar olacakken dişçi olmuş bir talihsizdi.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir