Diş Kirası Olan Konak

BEYAZIT ZEYNEP KAMİL HANIM KONAĞI
Suriçi Konakları – 4
 
Beyazıt, Vezneciler ve Şehzadebaşı, yüzyıllarca üst düzeydeki devlet adamlarının oturdukları semtler arasında yeralmış. İstanbul’un fethinden sonra bölgede yaptırılan ve ‘Eski Saray’ denilen yapı, Topkapı Sarayı’nın tamamlanmasının ardından eski önemini yitirmiş. Ama semt 20. yüzyılın başına kadar paşaların ve zengin ailelerin gözdesi olarak kalmış.
ŞEHİRE HAKİM BİR KONAKTI

Bugün, İstanbul Üniversitesi’ nin bulunduğu geniş alanda yer alan eski saraya yakın konaklardan biri de hükümdarın annesi olan Valide Sultan’ın hesap işlerine bakan görevliye yani ‘valide kethüdası’na aitti. İki katlı, kırmızı boyalı bu ahşap konak, İstanbul’un yüksek noktalarından biri üzerine yapıldığı için şehrin neredeyse her tarafından görülüyordu. Binanın en büyük özelliği ise dönemin diğer yapılarının aksine geniş bir çatı altında toplanması ve ilâvelerle genişletilmemiş bir mimariye sahip olmasıydı.

253de36be437a01e5dcf5f37de127c76

Valide kethüdasının ölümünden sonra 1850’li yıllarda Sadrazam Fuad Paşa, Sultan Abdülaziz’den rica ederek konağı satın aldı ve uzun yıllar burada yaşadı. Devletin önde gelen ve Mısır’da yaşayan bir başka paşasının, Yusuf Kamil Paşa’nın eşi, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın üçüncü kızı Zeynep Hanım’ın Bebek’te ve Yakacık’ta çok büyük iki yazlığı vardı. Ama bir türlü saraya yakın bir konak alamamışlardı. Paşa, Mısır dönüşünde ‘Valide Kethüdası Konağı’nı, 1863’te Fuad Paşa’nın ailesinden satın aldı. 

11 YILA 120 BİN LİRA

Yusuf Kâmil Paşa, eski konağı yıktırıp yerine 90 bin lira harcayarak büyük bir taş konak yaptırdı. Bu konak, İstanbul’un ilk taş konaklarından olan Beyazıt’taki Midhat Paşa ve Vefa’daki Münir Paşa konaklarıyla aynı zamanda inşa ettirilmişti. 1865’te tamamlanan bina, ‘Zeynep Hanım Konağı’ olarak bilindi. Tefrişatı 30 bin liraya maloldu ve eşyaların tamamı Yusuf Kamil Paşa’nın kethüdası Hüseyin Haki Efendi tarafından Avrupa’dan getirildi.Kamil Paşa 1876’da, Zeynep Hanım da ondan beş sene sonra yaşama veda ettiler. Hattat Vahdeti Efendi tarafından 1864 yılında yazılmış kitabesi, Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde sergilenmektedir.

İLK MÜSLÜMAN YETİMHANE OLDU

Sultan Abdülaziz devrinde Yusuf Kamil Paşa ile Zeynep Hanım’ın evi olan konak, 1903-1909 arasında İstanbul’un ilk Müslüman yetimhanelerinden birisi ve sanat okulu olan Darü’l-Hayr-ı Âli’ye tahsis edildi. Mimar Vedat Bey konağın dönüşümünün gerçekleştirdi. Konak, bir süre ‘Darülhayır’ adında bir okul tarafından kullanıldı.1909’da İstanbul Darülfünunu’nun Fen, Edebiyat ve Kimya fakültelerine tahsis edildi. 1935 yılında içinde rasathane açıldı. 28 Şubat 1942’de fizik laboratuvarında çıkan yangın, binanın yarısının tamamen yanmasına sebep oldu. 1943’ün ortalarına kadar sadece dört duvarı ayakta kalan konak yıktırıldı ve yerine bugün Edebiyat Fakültesi olarak kullanılan bina Sedat Hakkı Eldem ve Emin Onat’a inşa ettirildi.

Belki de bu konağın tarihinde yer alan en ilginç bilgi ise tarih kitaplarında şöyle yer alır:

PADİŞAHA DİŞ KİRASI OLARAK VERİLDİ
Tarihimizde en yüksek diş kirası sadrazam Yusuf Kamil Paşa’nın Sultan Abdülaziz’e takdim ettiği olsa gerektir. 8 ramazan 1284 (3 Ocak 1868) Cuma akşamı, Vezneciler’deki Zeynep Hanım konağında verilen bu mükellef iftardan sonra, Kamil Paşa’nın bir altın tepside, sahibi olduğu emval ve emlakin hüccet (senet) ve senedatını (tapu) Padişah’a arzettiğini, Sultan Abdülaziz’in  ise:
-“Bunlar makbûlüm oldu. Yine sizlere veriyorum. Her hâliniz ve ef’al-ü akvâliniz (amel ve sözleriniz) mahzûziyetimi mucib olmaktadır” dediğinden bahseder.
Kaynak:
http://earsiv.sehir.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11498/812/001500227006.pdf?sequence=3
http://www.degisti.com/index.php/archives/6231
http://www.sonpeygamber.info/dis-kirasi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir