Akıl hastanesinde bahar şenliği

Akıl hastanesi olarak bilinen Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ nin içinde müze olduğunu biliyor muydunuz? Hastanenin bulunduğu sağlık kampüsü içinde hastanenin geçmişini tüm detayları ile anlatan eski Ptt binasında kurulan müze beni çok etkiledi. Özellikle insani koşullarda tedavi imkanı olmayan Toptaşı Bimarhanesi (Osmanlı’da hastane demekmiş) önce Süleymaniye’de kurulmuş olsa da burada tedavi edilenlere deli gözüyle bakıldığı için imkanlarına özen gösterilmemiş. Taa ki Mazhar Osman’ın meseleye müdahale etmesine kadar.

20161201_113849

Müzede Hastane’nin tarihi gelişimi “Bimarhane’den Hastane’ye” “Bimarhane Taşınıyor”, “Hastane Kuruluyor”, “1930’lu Yıllar”, “1940’lı 50’li Yıllar”, “1960’lı ve 1970’li Yıllar”, “1980’li Yıllar” ve “1990-2000’li Yıllar” ana başlıkları altında kronolojik olarak sunulmaktadır. Her bir bölümde pano metni ile beraberinde o dönemle ilgili eserlerin sergilendiği vitrin yeralır. Tek bir sergileme alanına sahip müzede ayrıca, kronolojik sergileme içersinde bir bölüm “Başhekimler”e ayrılmıştır. Bu bölümde Ord. Prof. Mazhar Osman’dan bugüne görev yapmış tüm başhekimler ile ilgili bölüm de yer almaktadır. Özgeçmişleri ile birlikte kişisel ve mesleki eşyaları sergilenmektedir.

20161201_112737

20161201_112824

20161201_112836

20161201_112726

20161201_112347

20161201_112354

20161201_111659

Müzenin içinde sergilenenler kısaca şöyle; Hastane’de görev yapmış ve hizmet almış kişilerle ilgili veya kullanmış oldukları tıbbi veya kişisel malzemeler, Hastane bünyesinde kullanılmış tıbbi cihazlar, Hastane’nin yönetim, işleyiş ve faaliyetlerine ilişkin kurumsal malzemeler, ruh sağlığı ve sinir hastalıkları ile ilgili teşhis ve tedavi aletlerinin yanı sıra Hastane’ye ve tıp dünyasına katkıda bulunan hekimlere ait belgeler ve kişisel eşyalar bulunmaktadır.

20161201_105732 20161201_110713

Müzenin giriş bölümü, Hastanenin ve Türkiye’deki modern psikiyatrinin kurucusu Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman’a ve Hastanenin ilk yıllarına ayrılmıştır;  Uzman’ın cübbesi, yayınları ve bazı kişisel eşyaları sergilenir. “Başhekimler” Bölümünde; 1924’den günümüze başhekimlik yapan hekimlerin özgeçmişi ve onlarla ilgili yayın, kişisel eşyalar yer almaktadır. Vitrinlerde Hastanenin tarihine ilişkin önemli fotoğraf, belge ve eşyalar yerini alır.

20161201_111833

Hastanede bahar şenliği de düzenlenmiş geleneksel olarak

Bu vitrinde sergilenen enstrümanlar hastanede tedavi gören hastaların bahar şenliğinde sergiledikleri tiyatroda ve eğlence gecesinde kullanılanlardan sadece bir kaç örneği.

20161201_111728

Müzede en etkileyici olan da hastaların ve personelin “Kendi Sesimiz” adıyla çıkardıkları derginin bir örneğini de görebilmeniz.

20161201_103558

DÜŞÜNEN ADAM HEYKELİ NASIL YAPILDI?

Ve son bir ilginç bilgi hastanenin iç bahçesinde yer alan “Düşünen Adam” heykelinin kim tarafından yapıldığını biliyor musunuz? Bu heykelin aslı Fransa’da burada olansa bir imitasyon. Peki nasıl yapılmış acaba?

1953 yılında bir dergide heykelin fotoğrafını gören Başhekim Göktulga, heykelin yapımı için orada yatan hastalardan heykeltıraş Kemal Künmat’a ricada bulunmuş. Aslında güzel sanatlar mezunu olmayan, Bakırköy’de yaşayan Künmat, eli yatkın olduğu için Rodin’in eserini yapmayı kabul etmiş. Bakırköy’deki taş ocaklarının birinden çıkartılan devasa kaya, askeri birliklerin de yardımıyla bugünkü heykelin durduğu yere getirilmiş. Düşünen Adam’ı yontmaya başlayan Künmat, heykelin bitmesine az kala “Ben bu kadar emek harcıyorum, paramı isterim…” demeye başlamış. O dönem başhekim yardımcısı olan Faruk Bayülkem, Künmat’ın, Düşünen Adam için 40 bin lira istediğini söylüyor. Başhekim maaşının 400 lira olduğu günlerde zaten ‘heykel ödeneği’ olmadığı için Künmat’ın talebi geri çevrilmiş. Bunun üzerine alıngan heykeltıraş, heykelin elini çenesine koyduğu kolunu yapmadan öylece bırakmış. Göktulga, Künmat’ın hastanede çekip gitmemesi için ikna edilmek üzere Bayülkem’i görevlendirmiş. Künmat’a para verilmemiş ama özel odalarda yatırılmış, gömlek alınıp hediye edilmiş. Bakırköylü Rodin, emeğinin karşılığını alamayınca heykeli öylece bırakarak gitmiş. Heykel 6 ay boyunca kolsuz beklemiş.

Hastane yönetimi kara kara düşünürken, depresyon tedavisi için hastaneye yatan Yüzbaşı Mehmet Pişdar, heykelin kolunu tamamlayabileceğini söylemiş. Bayülkem, heykelin diğer yerlerini de bozmasından korktuğu Yüzbaşı’ya başka bir kaya parçası vererek bir kol yapmasını istemiş. Yüzbaşı güzel bir kol yapınca, Düşünen Adam yeni ustasına havale edilmiştir. Hastane yönetimi “Heykeli tamamlarsan taburcu olacaksın.” diye vaatte de bulunmuş. O da kabul etmiş. Bakırköy’deki Düşünen Adam’ın elini çenesinin altına koyduğu, dirseğini de dizine dayadığı sağ kolu işte bu yüzbaşı tarafından tamamlanmış. Yüzbaşı, heykeli tamamladıktan sonra gerçekten taburcu edilmiş. O dönemde heykelden çok gazetecileri bir düşünce almış. ‘Neden düşünen adam heykeli dikildiği’ sorgulanmaya başlanmış. Bayülkem gülerek gazetecilere, “Hastane dışındakilerin durumu içerdekilerden daha kötü. Bu heykel onların durumu ne olacak diye düşünüyor.” yanıtını verdiğini söylüyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir