Hangisi sizi mutlu ediyor?

Her çocuğa tatil bitiminde ya da sıradışı olmayan diyalogda sorulan sorulardan birisidir: “Kitap okuyor musun? ya da” En son okuduğun kitabın adı nedir?” soruları. Evet, bu hafta okulların ikinci dönemi başladı çocuklarımızın okullarda öğretmenlerinin verdiği ödev dışında kitap okuyup okumadıkları ayrıca değerlendirilmesi gerekli bir konudur diye düşünüyorum. Esasında kitapseverlikten bahsetmek istiyorum. Her tedavi seansında koltuktaki bireyleri rahatlatma düşüncesiyle bu ve benzeri soruları ben de soruyorum. Sonra yalnız kalınca aynı soruyu kendime sorayım dedim. Bir diyalogta bunu keşfetmiştim. Acaba kitapsever miyim? Ya da kitapsever kimdir?

Google ile değil “kitapla” araştırma

Her zaman ki gibi pek çoğumuzun yaptığı uluslararası araştırma yöntemi haline gelmiş olan internet üzerinden aramayı gerçekleştirdim. Bu arada zihnimde de doktor bir arkadaşımın diş hekimliği fakültesinde okuyan yeğeni için benden istediği yardım ricası yer edinmişti. Bu genç meslektaş adayına fakültesinde hocası verdiği ödevi sadece kütüphanelerden araştırmasını asla internetten kopyala yapıştır ödev istemediğini söylemiş. Beni de bunu için aradılar “…. malzemelerin dayanıklılığı ile ilgili internet dışında hangi kütüphaneden bu kitabı bulabiliriz?” diye. Bunu bahsetmemin sebebi artık hangi kitapları nerede bulacağımıza dair bilgilerimizin de her geçen gün yetersiz hale gelmesine bir dem vurmaktı. Çünkü aslında H.Clausen ‘in dediği gibi ” Öğrenmek pahalıdır, ama bilmemek çok daha pahalı.”

ESKI KITAPLAR

Esasında kitapların biriktiği yer kütüphanelerdir. Oysa bizler kitap biriktiriciliği mi yapıyoruz yoksa kitap okuyuculuğu mu belli değil. Aslında düşündüklerimin genel çerçevesinin dışında olsa da bu paylaşacağım daha çok kitabı okuyup okumamakla ilgili. Neden mi işte bu düşünceye beni sevk eden yazıdan bir parça paylaşıyorum, Necip Asım şöyle diyor:

“Kitapseverler iki kısma ayrılmaktadır: Kitap dostları’ ve ‘kitap delileri.’ İlim adamları, araştırmacılar, sanatçılar, kısaca kitabı okuyan, inceleyen ve bilimsel faaliyetlerde bulunanlar kitap dostları; kitabın muhtevasını önemsemeden alanlar, rafları süslemek için tercih edenler, bir tür hastalık şeklinde kitabı bir obje gibi alıp saklayanlar ise kitap delileridir.”

PEKİ SİZ HANGİSİSİNİZ ?

Bu yazıyı okuduktan sonra eminin siz de düşüneceksiniz acaba alıp da okurum dediğim ama daha kapağını açmadığım hangi kitaplarım vardır evde, kitaplığımda diye. İşte size hemen bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Bu konuda ciddi emek harcayan sivil toplum kuruluşları, üniversitelerde öğrenci kulüpleri ve kitap bağışı kabul eden kurumlar var. Hemen bir telefon açıyorsunuz fiziksel imkanlarınız yetersiz ise onlar evinize kadar gelip kitapları sizden teslim alıyorlar hatta ve hatta kütüphanelere bağışlarsanız sizin adınıza kütüphane bağışçıları kısmına ilave ediyorlar.

Bakın Doğu’ya da gitmeden Anadolu’da da pek çok köy okulumuzda çocuklarımızın okuyacak kitaplara ihtiyacı var. Hadi kargoyla gönderme, alıp verme olayları gözünüzde çok büyüyor diyelim o zaman mahallenizde veya işyerinize yakın okullarda illa ki okul kütüphaneleri var. Bu kitaplarınızı kategorize ederek oralara da bağışlayabilirsiniz.

Duyarlı olmak için daha çok zaman geçmesine gerek yok.İnanın verdikçe daha çok mutlu olacaksınız ve mutlu olduğunuz için vermek yerine verdiğiniz zaman istifade edildiğini bilmek sizi daha çok şevklendirecek.

Öyleyse daha da uzatmadan işe koyulmanın zamanı:Yetişen zekaları, kitaplarla beslemeyen milletler hüsrana mahkumdur.”(H. Flechter)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir