Gülmek de bir ihtiyaç !

Geçtiğimiz hafta bir haber okudum ve çok beğendim.Gülümseyince gösteren ayna: Evet, güldüğünüz zaman aynadan kendinizi görebiliyorsunuz. Endüstriyel tasarımcı Berk İlhan’ın bu çalışması biz diş hekimlerinin de kanayan yarasına belki tuz basar diye düşünüyorum.

Her geçen gün mesleğimizde teknolojik yenilikler artıyor. Koltukta tedavisini yaptıran bireylerin sıkılmamaları için çeşitli ekran modülleri geliştiriliyor. Tedavi protokolleri değişiyor. Her şey ekipmanlar, malzemeler aklınıza gelebilecek her şey gelişmeye ve değişmeye devam ediyor. Ancak yıllardır gördüğüm değişmeyen ender durumlardan birisini sizlerle paylaşmak istiyorum. Diş ünitinde tedavisini yaptığımız bireyleri GÜLDÜREMEMEK.

smile

İÇİNİZDEN GELDİĞİ GİBİ GÜLÜN

Yanlış anlaşılmasın lütfen. “Ağrılı işlem yaptırıyoruz bir de koltukta gülecek miyiz?” sözlerini duyar gibiyim. Ancak kastettiğim şey o değil esasında. Estetik tedaviler yaptığımız danışanlarımız, ön bölge dolgusunu yaptıklarımız ya da gülüş tasarımı yaptığımız danışanlarımız dikkat çekmek istediklerim. Genelde hekim – danışan diyaloğunda dikkat ettiğimiz kriterlerin başında hekimin yüzünün gülmesidir. Bu değişmez bir gerçektir. Ya danışanlar , hastalar ne yapmalı?

Tedavi aşamalarında prova yapıyoruz koltuktaki danışanıma ; “Gülün efendim! ” diyorum. “Nasıl güleyim ?” sorusuyla karşılaşıyorum. 🙂

Ne yaparsınız böyle bir durumda? “Nasıl isterseniz öyle gülün. Aslında kahkaha atmanızı isterim ama siz tebessüm ederek başlayın.” diyorum. Biraz kıpırdanma olsa da rahatça istediğimiz gülüşü henüz göremediysek “Fıkra anlatayım, siz gülün.” diyorum. “Oluuur.” deyip gülmeye başlayanlar oluyor. Ama burada istediğimiz doğal gülmek, samimi içten bir gülüştür. Yoksa çalışanın idarecisi tarafından yapılan yersiz yada soğuk bir espiriye gülmesi gibi olan gülüşten bahsetmiyorum.

İŞTE GÜLMENİN FAYDALARI

Çok uzun tutmadan, aslında unuttuğumuz ya da farkına vararak gerçekleştiremediğimiz içten bir gülüşün tanımına bakalım: Gülmek; İnsanın hoşuna giden veya ona sıra dışı gelen olaylar karşısında, sinir sisteminin kas sistemini etkileyerek, karın ve yüz kaslarının kasılıp gevşemesi olgusu ve o durumdaki ruh halidir. Aynı zamanda zevk almak, hoşnut olmak duygusunun bedensel olarak dışa vurumudur. Gülmenin pek çok faydası var ancak en bilinen bir kaçını sıralıyorum:

  • Gülme halinde, beyin hücreleri endorfin salgısını artırarak vücudu rahatlatır, yaşama sevinci verir, iyimser düşünmeyi ve hoşgörülü olmayı sağlar.

  • Korkuların azalmasında da etkilidir. Gülmek, aynı zamanda nefes alış-verişini hızlandırır, akciğerlere gidip-gelen havayı artırır.

  • Vücudun ağrı toleransını artırır.

  • Kan basıncını düşürüp kalp fonksiyonlarını iyileştirir.

Gülmenin hafızanıza iyi geldiğini biliyor muydunuz peki? Osman Müftüoğlu’nun bir yazısından aldığım şu kısa notu paylaşıyorum sizlerle:

Güçlü bellek için neşelenin!

“Yaşlanan insanları en çok korkutan sorunlardan biri bellek problemi yaşamak, dahası Alzheimer hastalığı ya da bunama gibi tatsız bir sorunla karşılaşmaktır. Uzmanlara göre uzun bir yaşam için iyi bir bellek, iyi bir bellek için de sürekli beyin jimnastiği yapmak gerekiyor. Beyin jimnastiği deyince aklınıza ille de bulmaca çözmek, şiir şarkı ezberlemek, briç oynamak gelmemeli. Hayata daha pozitif, daha neşeli ve mümkün olduğu kadar tebessüm ederek bakabilmek de beyinde jimnastik etkisi yapabiliyor. Bu nedenle belleği güçlendirme egzersizleri arasına mutlaka gülmeyi, eğlenmeyi, fıkra anlatıp dinlemeyi, eğlenceli ve hoş vakitler geçirmeyi, iyi ve güzel şeyler düşünmeyi de eklemeniz lazım.”

Öyleyse sevgili okurlar; Size bir tebessüm edemeyecek derecede yorgun birine rastlarsanız, siz tebessümünüzü esirgemeyiniz. Çünkü gülümsemeye en çok muhtaç olan kimse başkalarına verecek tebessümü olmayan kimsedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir