Konaktan İşhanına Hazin Hikaye; Emin Paşa Konağı

Suriçi Konakları – 17

İstanbul’un Beyazıt bölgesinde edebiyat, sanat ve tasavvuf dünyasına yönelik pek çok toplantı ve etkinlikler gerçekleşiyordu. Ancak Osmanlı’dan günümüze bunları aktaramadığımız gibi var olan eserlere de sahip çıkmayı başaramadık. Edebiyat, Tasavvuf dünyasında adı çok iyi bilinen bir zatın vakfiyesine kısmen sahip çıkılmış olsa da buruk bir yan hep var konakların tarihinde. Bu kez paylaşacağım konağın geçmişi çok tanıdık ve Osmanlı ile Cumhuriyet arasında köprü vazifesi görmüş önemli birisine ait; İbn-ul Emin Mahmut Kemal İnal.

indir

KİMDİR MAHMUT KEMAL İNAL;

Osmanlı Devleti’ne 33 yıl boyunca çeşitli görevlerde hizmet eden İbnülemin, II. Abdülhamit devrinde Yıldız Sarayı arşivinde görev yaptı ve cumhuriyet devrinde ise arşivin tasnif edilerek Başbakanlığa devredilmesine başkanlık etti. 1913 yılında Süleymaniye Camii külliyesinde “Evkaf-ı İslâmiye Müzesi” adıyla kurulan Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nin kurucusudur. Benzer bir kurumu Kahire’de de kurdu. Yaşamı boyunca konağındaki düzenli toplantılarda ilim ve sanat dünyasından kimseleri ağırlayarak kültür hayatında hizmet etti.

2017-12-17 11.48.18

EMİN PAŞA KONAĞI “SARI KONAK”

Süleyman Nazif’in “Dârü’l-Kemâl” adını verdiği, Emin Pâşa Konağı veya Sarı Konak diye meşhur olan bu ev Beyazıtta, şimdiki Bakırcılar Çarşısı içinde idi. Devrin, başta devlet adamları olmak üzere âlimleri, mûsikîşinasları, şâirleri, edipleri, hattatları bu konağın müdavimleri idiler. İbnü’lemin bu çevrede devrin pek çok meşhur şahsiyetini tanıdığı gibi, onların İlmî sohbetlerini, musiki fasıllarını dinleyerek büyüdü. Aynı şekilde babasına refakat ederek çocukluk ve gençlik yıllarını bu şahsiyetleri evlerinde ziyaret ederek geçirdi.

İbn-ul Emin Mahmut Kemal İnal bu konak için vasiyetinde şunları not düştü:

Vakfettiğim bahsi geçen bina, daima “İbn’ül-Emin Mahmut Kemal Yurdu” namıyla yâdolunmak ve halihazırıyla mamur olarak muhafaza edilmek şartıyla, halen İstanbul’da hal-i faaliyette bulunan İmam Hatip Mektebi’nin tesisindeki gayeye ve maksada tahsis olunmuştur. Bu mektepte okuyacak talebe ile, İstanbul’daki Üniversitelerde Din-i İslâm’ın ferâizine itina ve riayet ile, iftihar eden mütedeyyin ve müstehak talebe için bina, yurd olarak kullanılacaktır.

Ancak günümüzde bina işhanı olarak hizmet etmekte ve İbn-ul Emin Mahmut Kemal İnal Vakfı olarak öğrencileri burslarıyla desteklemektedir.

Meraklısına:

Tarihçi Dursun Gürlek beyin aktardığına göre:

İbnul Emin Mahmut Kemal İnal şöyle der konakta kurulan meclis ortamı için; “Bizim meclisimize 3 sınıf insan gelir.

1-Söz Erbabı, 2- Saz Erbabı, 3- Ahibba-i Kadime (eski dostlar) bir de dördüncü sınıf vardır ki Ahibba-i Kadime terfikan gelenler yani onlara katılarak gelenler. Ben de gelebilir miyim diyerek hocadan izin alıp gelmeyi başarabilenlerdir. Vasiyetine uygun olarak hala burs verilmektedir. Hayır işlerine çok önem vermiştir. Şu söz bizzat kendisine aittir. “Semere-i Hayat; hayır ile anılmaktır.” İbn-ül Emin Mahmut Kemal hakkında birinci mısraını Yahya Kemal’in, ikincisini Süleyman Nazif‘in söylediği şu beyit, onun şahsiyetini ortaya koyması bakımından önemlidir:

Hezâr gıbta o devr-i kadîm efendisine
Ne kendi kimseye benzer ne kimse kendisine

Ruhu şad olsun.

 Kaynaklar:

www.islamveihsan.com/ibnulemin-mahmut-kemal-inal-kimdir.html

www.turkedebiyati.org/ibnulemin-mahmut-kemal-inal

earsiv.sehir.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11498/10106/001507443006.pdf?sequence=1

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir