Toplumumuzda özellikle orta yaş üzerinin çokça kullandığı bir ilaçtır aspirin. Okuduğum bir kitaptaki şu bilgi söğüt ağacına olan bakışımı değiştirdi. ?

Dünyada istisnasız olarak en çok kullanılan ve bilinen ağrı kesicidir kendisi. Her yıl çeşitli ağrılar nedeniyle 80 milyar adet tüketilmektedir. Bu hapın hammaddesi söğüt ağacının kabuğudur.

Yapılan araştırmalar sonucu bu ağacın kabuğunun ağrılara çok iyi geldiği m.ö. 400 yıllarında Hipokrat’ın notlarından da bilinmektedir. Söğüt ağacının kabuğunda bulunan ve ağrı kesici özelliği taşıyan, sarı renkte, kristal yapıda ve tadı çok acı olan salisin adlı bu tozu 1828 yılında elde etmeyi başaran kişi de Johann Bucher adlı kişidir. Fakat aspirinin asıl mucidi, babasının romatizma ağrılarına çare ararken aspirin etken madde olan asetil salisilik asidi bulan Felix Hoffman’dır.

Etkin kan sulandırıcı olarak kullanılan asetilsalisilik asit kullanımı için; kanamalı müdahalelerde mutlaka diş hekiminin yapacağı işlem hakkında konsültan hekime yönlendirmesiyle hastanın aspirine devam edip etmeyeceğine karar verilir. Çok sıkça karşılaştığımız ve “ben 2 gün önce aspirini kestim, dişimi çekebilirsiniz” yaklaşımından kurtulmamız gerekiyor. Ilaçlar; keyfiyete göre ve “yaptım, oldu; daha önce bir şey olmadı.” bakışıyla kullanacağımız maddeler değildir. Lütfen sağlığımızın kıymetini bilelim.

Kaynak: Mucitler ve İcat Öyküleri (Çiğdem Can) syf.59