Koku Ve Şehir Sergisi

Koç Üniversitesi’ne bağlı ANAMED (Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi) binasında gerçekleştirilen sergi sizi bilinçaltınızda var olan ve zaman zaman hatırladığınız anılara götürüyor. Kokunun sizde “Deja-vu” etkisi oluşturduğuna bizzat şahit olup bunu daha önce de anımsadım demeniz çok çok yüksek ihtimal.

Sergide çok emek var. Sizi kokunun alıp nerelere götürdüğüne şaşıracaksınız. Medeniyetlerde kokuyla tedavinin yapılmasından şifaya vesile olan karışımlara… Burun kıvırmadan bu sergiyi mutlaka gezin derim.

Serginin en çarpıcı yanı da kokuların sergi salonunda hiç bir şekilde birbirine karışmamaları. Ayrıca kendinizi kokuları tahmin etmek için kısa bir test ortamında da bulacaksınız. İnanın çok ama çok eğlenceli. Koku hassasiyetime güvenirim diyenler bile şaşıracaklar. Unutmadan migreni olanlar dikkat edin kokular ağrınızı tetiklemesin.

Ve bir hikayeyle sergiyi gezmeye sizleri davet ediyorum. Burun çok ama çok önemlidir hele ki bir padişah koku almıyorsa. 

Padişahın burnu:

Zamanın birinde beldenin bir padişahı yerel üretim yapanları ve özenli çalışanları teşvik etmek için yılın belirli zamanlarında kendisine sunulan özel üretim sebze , meyve yahut buluşları harcanılan emek karşılığınca kendine özgü bir yöntemle hesaplatır ve hazineden altınla ödüllendirirmiş. Bir zaman gelmiş yine beldede üretilen özel ürünler için padişah saraya kabul almış ve bir ihtiyar ile genç de bu kabule girerken karşılaşmışlar. Genç cok heyecanlıymış çünkü kimyagermiş ve çok enfes bir koku hazırlamış bunu da bir eşi benzeri olmadığı için padişaha sunmaya niyetliymiş. Heyecanının bir diğer sebebi de kendi hesabınca alacağı çil çil altınlarmış. Neden mi? Çünkü ihtiyar padişaha 3 ayda yetiştirdiği kabağı takdim ettikten sonra 90 altın almış. Bizim kimyager genç de bu hesapla kendisinin torba torba altını olacağı umuduna kapılmış. Bu koku için tamı tamına 3 yıldır uğraşıyormuş. Ancak sonu hiç de öyle olmamış. Çünkü padişah vezirine bu genci huzura neden aldınız vurun kellesini diye tepki göstermiş. Niye mi? Çünkü padişah çocukluktan bu yana koku almazmış ve halkının önünde kusuru gündeme gelsin istemediği için bu ne biçim koku alın şunu huzurumdan deyip tepki göstermiş. Genç huzurdan çıkınca ihtiyara yaklaşmış ve demiş ki “Niye bana padişahın burnunun koku almadığını söylemediniz?” İhtiyarın cevabı çok kısa ve net olmuş. ” Sormadın ki !!! ”

 

20160421_122116

 

20160421_123837

Bilgi için ;

https://rcac.ku.edu.tr/tr/koku-ve-sehir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir